Bir ülke düşünün… Meşruti monarşi ile yönetilen Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalan Anadolu topraklarında, arka arkaya gelen savaşların ve ‘ya istiklal ya ölüm’ ilkesi ile başlattığı bir kurtuluş mücadelesinin ardından yorgun düşmüş bir millet. Özgürlüğe, eğitime, bilime, teknolojiye, güce aç; tazelenmek isteyen bir millet. Tarih 28 Ekim 1923’ü gösteriyor. Gazi Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da yol arkadaşlarına seslendi: “Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilân edeceğiz!” Umutları yeşerten bu sesleniş ülkenin kaderini değiştiren bir bayrama dönüştü. Zira 29 Ekim günü Cumhuriyet kurulmuş ve milletimiz özgürlük, eşitlik gibi evrensel değerlere kavuşmuş, bu değerleri özümseyerek yaşam biçimine dönüştürmüş, İslam dünyasında hiçbir millette görülmeyen bir şekilde, Osmanlı kültürü ve geleneği ile harmanlamayı başaran özgün bir devlet olmuştur. Çünkü Atatürk’ün de ifade ettiği gibi: “Türk ulusunun yaradılışına ve yaşantısına en uygun olan yönetim şekli Cumhuriyettir.”
Daha günümüzdeki birçok ‘millet’ bile ortada yokken Türk hükümdarları olan Kağan (devletin başı) ve Katun/Hatun (Kağan’ın eşi) eşit haklara sahiplerdi. Kağanlar gibi Katunluk tahtına oturur ve Kağan ile beraber atamaları yapar, savaşlarda yer alır, yönetir, hükmederlerdi. Tahta çıkışları ise tıpkı Kağan’lar gibi merasimle olurdu. İşte, buradan da anladığımız gibi, günümüzde Rönesans ve reform ile modernleşme ile özdeşleşen batı aktörleri tarafından oluşturulan özgürlük, eşitlik ve insan hakları gibi evrensel kavramlar zaten atalarımızın benimsediği ilkelerdi. Bu yüzden akla ve bilime dayanan, tüm vatandaşların ihtiyaçlarını eşit bir şekilde gidermesi için Cumhuriyet, Türk milleti için en iyi yönetim şeklidir. Cumhuriyet seçim esasına dayanan, halkın egemen olduğu bir sistemdir. Kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı bir sistem olan cumhuriyet yönetiminde, vatandaşlar yasalar çerçevesinde özgürce hareket etme ve düşüncelerini açıkça ifade etme hakkına da sahip olur.
Cumhuriyetin ilan edilmesinin ardından saltanat ve halifelik kaldırılmış, Latin Alfabesine geçilmiş, ilk madeni paralar tedavüle çıkmış, Türk Tayyare Cemiyyeti kurulmuş, şapka ve kıyafet yeniliği getirilmiş, soyadı kanunu çıkarılmış, kadınlara erkeklerle aynı haklar verilmiş, üniversite öğrenimi düzenlenmiş ve daha birçok yeniliğe imza atılmıştır. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nin gelenekleri ile çağdaş bir devlet haline gelerek dünya devletleri ile yarışır bir statükoya ulaşması, Atatürk’ün 29 Ekim 1923’te ilan ettiği Cumhuriyet ile mümkün olmuştur.
Biz de Vatanını Sevenler Federasyonu olarak ‘zor’ kazanılmış Cumhuriyete ve getirdiği kıymetli değerlere sahip çıkmayı misyon edinmiş, kıvançla ve onurla kutluyoruz.
VATANINI SEVENLER FEDERASYONU