Ebedi kardeşliğin simgesi olan “İki devlet, tek millet” sözü Azerbaycan ile kördüğüm gibi sağlam dostluğumuzun en güzel ifadesidir. Anadolu, Mezopotamya ve Kafkasya coğrafyası, bereketli ve kıymetli topraklar olduğundan her daim emperyalist güçlerin oyunlarına sahne olmuştur. Bu uğurda yüzlerce, milyonlarca şehitler verilmiştir. Petrole ve güce aç emperyalist güçlerin bu politikaları sonucu ‘dondurulmuş çatışma bölgeleri’ hala mevcut olup, kışkırtmalarla günümüzde dahi zaman zaman istikrarsız bir hal alıp kayıplara yol açabilmektedir.
28 Mayıs 1918’de bağımsızlığını ilan ettikten sonra 4 Haziran 1918’de Batum antlaşması imzaladığımız Azerbaycan’ın, Ermeni ve Bolşevik çetelerden kurtulmak için Osmanlı’dan yardım istemesi üzerine Nuri Paşanın komutasında kudretli Kafkas İslam Ordusu 30 saat süren yoğun mücadeleden sonra şehri bu çetelerden temizlemiş ve iki ayda tüm ülkenin kurtuluşunu ve bütünlüğünü sağlamakta ve Bakü’nün başkent olmasında önemli rol oynamıştır.
Kardeş ülke Azerbaycan ile ilişkilerimizin lafta olmadığını; kanla, aşkla ve cesaretle yazıldığının ve kirli çıkarları olan emperyalist güçlerin oyunlarına karşı ne denli sağlam bir kale olduğunun temsillerinden yalnızca biri olan Bakü’nün kurtuluşunun 100. Yıldönümünü en içten dileklerimle kutluyor, kaybettiğimiz Türk ve Azeri şehitlerimizi saygıyla anıyorum.
“Dost elinden esen yeller, bana şiir selâm söyler,
Olsun bizim bütün eller, kurban Türk’ün bayrağına!..”
Vatanını Sevenler Federasyonu
Genel Başkan
Mehmet Yılmaz